1 Mayıs 2012 Küresel Genel Grevi ve Dünya Baharı

2011 yılında insanlık ilk defa, dünya çapında eşanlı olarak tabandan örgütlenen ve milyonlarca kişinin katıldığı ayaklanmalara tanıklık etti. Mısır’da, İzlanda’da, Ispanya’da, ABD’de, Yunanistan’da ve bir çok başka yerde patlak veren isyanlarda işçi sınıfı ve devrimci-ilerici sendikalar önemli bir rol oynadılar.

2012 emeğe, insana ve doğaya saldırıların şiddetlendiği, sermayenin açık baskıya dayalı neoliberal bir devlet kapitalizmi modeli üzerinde uzlaşmaya vardığı bir yıl olarak başladı. Bu durum işçiler ve sermaye saldırılarına direnen, kapitalizme alternatif barışcıl, demokratik, adil ve pozitif bir dünya kurmaya çabalayan herkes adına 1 Mayıs 2012’ye farklı bir anlam yükledi.

Böyle bir momentte, Tahrir ve Puerto del Sol olaylarından sonra 17 Eylül 2011’de başlayan Wall Street İşgali eylemi ile ifadesini bulan genel isyanlık halini stratejik anlamda ileriye taşıyacak önemde bir şey gerçekleşti. ABD’de ilk kez federal ölçekte bir genel grev dile getirilmeye ve halk tarafından örgütlenmeye başlandı.

Aralık 2011’de küresel kapitalizmin en önemli limanlarından olan Oakland Limanı’nın kapatılmasıyla sonuçlanan halk grevi ve sonrasında mal sahibi şirket ile problem yaşayan liman işçilerinin posizyonunun güçlenmesi, genel grev fikrinin hayata geçirilmesine zemin oluşturdu.

Şu anda Los Angeles ve New York’da ve diğer eyaletlerde devasa 1 Mayıs gösterileri ve destek grevleri planlanmış durumda ve bu planlar yaygınlaşıyor. Yapılan planlar ne kadar başarılı olur bilinmez ama böylesi bir fikrin gündeme gelmiş olması bile isyan çıtasının ne kadar yüseldiğini gösteriyor. Belki bundan daha da önemlisi ise benzer bir grev fikrinin Avrupa’da da yayılıyor olması.

29-30 Mart tarihlerinde Brüksel’de ITUC-ETUC binasında gerçekleştirilen ve 40 örgütten 150’den fazla temsilcinin katıldığı 2. Bahar Sosyal Konfernası’nda böyle bir sürecin inşa edilmesi, yani bir Avrupa genel grevinin örgütlenmesi gerekliliği ETUC genel sekreterince bile dile getirildi. Avrupa Kamu İşçileri Sendikaları Konfedeasyonu (EPSU) genel sekreteri ise daha da ileri giderek, bunun için şu an bile zemin olduğunu, istenirse var olan direnişlerin ve ulusal genel grevlerin kenetlenmesi ile boyle bir ulusötesi grevin mümkün olabileceğini söyledi. Konferans sonunda bu yönde çalışmak üzere bir konsensus oluştu.

Konferansta ABD’de başlayan 1 Mayıs grevi örgtülenmesi için herhangi bir katılım veya destek önerisi çıkmadı fakat, Mayıs ayı genelinde ve sonrasında Avrupa şehirlerinde işçi-vatandaş katılımı ile geniş meclisler kurulması ve bunların yaygınlaştırılması önerisi kabul edildi. Bunun dışında bir de eylem takvimi çıkartıldı.

Ortak destek verilecek ve katılınacak eylemlerden birisi olarak 16-18 Mayıs’da fiilen Goldman Sachs’ın kontrolünde küresel sermaye saldırılarının Avrupa üssü olarak kullanılan Frankfurt finans merkezinin bloke ve işgal edilmesi eylemi benimsendi. Alman sendikal hareketinin, sol grupların, öfkeliler ve işgal et hareketlerinin ve sivil toplum örgütlerinin kitlesel katılımı ile gerçekleşecek bu eylemlere aktif katılım konusunda fikir birliğine varıldı.

30-31 Mart ve 1 Nisan’da İtalya Milan’da yapılan 2. Hub Toplantısında ise Avrupa’nın çeşitli şehirlerinden gelen Öfkeliler ve İşgal Et eylemcileri, 1 Mayıs Genel Grevini desteklemek, Avrupa’ya yaymak ve 16-18 Mayıs Frankfut finans merkezinin işgali eylemşne kitlesel destek vermek konularında fikir birlğine vardılar. Bunun yanında bu yeni hareketler 12 Mayıs’ta kapitalizme dayalı toplumsal ilişkierin köklerinden değiştirilmesi çağrısı ile küresel bir protesto gerçekleştirme fikrini benimserlerken, 15 Mayıs’ı da kapitalizm sonrası topluma ‘geçişi’ sembolik olarak da olsa başlatacak süresiz-yaratıcı ve üretken grevlerin örgütlenmesi tarihi olarak benimsediler.

Eğer 1 Mayıs’dan önce Avrupa’da ve global ölçekte anti-emperyalist, sendikal, doğa, ve diğer alanlarda zaten her gün verilen mücedelelerin birbirlerine, bırakın birleştirmeyi, destek vermelerine yönelik bir çağrı yapılirasa, bunun hızla karşılık bularak global mücadeleye yaşamsal bir katkı yapacağını kimse yadsıyamaz. Türkiye gibi Avrupa ile çetrefilli bir ilişkisi olan, Goldman Sachs’ın Orta Doğu ve Balkanlar şubesi olamaya aday bir hükümet altinda ezilen bir ülkeden, özellikle mücadelesini her geçen gün daha da şiddetlendirerek vermek zorunda kalan ve 2011’de Taksim Meydan’ını milyonlar ile İşgal Etmiş, DİSK, KESK gibi sendikalar ve kitle örgütlerinden gelecek bir çağrı, verilen mücadelelerin uluslararası alanda birleştirilmesi ile 1 Mayıs’ın bir Dünya Grevi fikrinin sembolik başlangıcı yapabilir. 1 Mayıs 2012’ye iki hafta kala, böylesine dünya tarihsel bir dönemeçte insanlığın ihtiyacı olan şey yerleşik sendikaların alışılmış sessizliklerini bozmaları ve sistemin ufuklarına doğru yönelmeleridir.

Böyle bir şey gerçekleşmese bile gelin biz işçiler olarak, bu 1 Mayıs’da Taksim’i ve Sıhhiye’yi yapılcak kitlesel mitinglerden sonra terk etmeytelim. Meydanlarımızı, sokaklarımızı, mahallelerimizi, fabrikalarımızı işgal edelim. Halk meclisleri oluşturalım ve dünyanın diğer şehirleri ile, mahalleleri ile, sokakları ile, fabrikalar ile insanları ve mücedeleleri ile kenetlenelim.

1 Mayıs 2012’yi, Dünya Baharı’nın başlangı yapalım.


2 thoughts on “1 Mayıs 2012 Küresel Genel Grevi ve Dünya Baharı

  1. Pingback: 1 Mayıs 2012 Küresel Genel Grevi ve Dünya Baharı | Toplumsal Ağ Sendikacılığı | THE PEOPLE UNITED - HALKLARIN BİRLİĞİ | Scoop.it

Leave a comment